Bloguma hoş geldiniz. Her hafta, düşüncelerimi kelimelere döktüğüm yeni bir yazıyla buradayım.
Powered By Blogger

Öne Çıkan Yayın

📌 Fikirlerimin İzinde: Kendi Yolumda, Kendi Sesimle

 Ben bu blogu, her iki durumda da susmamayı, iç sesimi bastırmamayı seçtiğim gün açtım. "Hayat bazen sana durman gereken yeri söyler, b...

İyi İnsan Olmanın Haritası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İyi İnsan Olmanın Haritası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Haziran 11

İyi İnsan Olmanın Haritası

 Zihin haritamızda bazı insanlar özel bir yere yerleşir. Onlar yalnızca yaşadıkları dönemi değil, bir anlayışı, bir tavrı, bir duruşu temsil ederler. Bunlardan bir Örneği Saygı değer Büyüğüm Rahmetli Ferdi Zeybek Başkan, işte o isimlerden biriydi.

Bu satırları kaleme alırken yüreğimde buruk bir sızı var. Çünkü bir iyi insanı, bir güzel yoldaşı, halk için halkla yürümüş gerçek bir belediyeciyi sonsuzluğa uğurladık. Ama bir yanım da umut dolu… Çünkü Başkan Ferdi Zeybek yalnızca bir kişi değildi, iyi insan olmanın pratiğe geçmiş halini bizlere gösteren bir pusulaydı.

Bir İnsanı "İyi" Yapan Neydi?

İyi insan tanımı, günümüz toplumunda çok konuşulan ama az yaşanan bir kavram. Oysa Ferdi Başkan’ın hayatı bu tanımın cisimleşmiş hâliydi.

Kimdi o?

Yalnızca bir başkan değil… Şehrini bilen, insanını tanıyan, hayvanları anlayan, toprağın dilinden konuşan bir gönül adamıydı.

Onunla sohbet eden herkes aynı şeyi söylerdi:

“Ferdi Başkan dinlerdi… Sözünüzü değil, yüreğinizi dinlerdi.”

İşte bu, iyi insanın tarifidir. Karşısındaki kim olursa olsun değer vermek, içtenlik göstermek, halkın kalbine temas edebilmek…

Özveriyle Kurulmuş Bir Hizmet Anlayışı

Belediyecilik, asfalt dökmek, kaldırım yapmak değildir sadece.


Belediyecilik; bir mahallenin derdini kendi mahallesi bilmek, bir kedinin

susuzluğunu kendi susuzluğu gibi hissetmektir.


Ferdi Zeybek Başkan tam da böyle çalıştı.

Mesai saatine bakmazdı.


Programına değil, ihtiyaçlara göre hareket ederdi.


Çünkü onun haritasında öncelik; insan, doğa, huzur ve hakikatti.


Halkın refahı onun mesleki pusulasıydı.

Hayvanları Sevmek, Doğayı Korumak: Sessizlerin Sesi Olmak

Bir kentin vicdanı, sokaktaki hayvanlara nasıl davrandığıyla ölçülür.
Ferdi Zeybek, bu konuda da iz bırakan işler yaptı.


Sokak hayvanları için oluşturulan beslenme alanları, veterinerlik hizmetleri, farkındalık projeleri onun sadece yöneten değil, hisseden bir lider olduğunu gösteriyordu.

“Hayvanları sevmek, insana saygının ilk adımıdır.”
Bu cümleyi söylerken gözleri parlayan bir insandı.


Hayatın bütün parçalarına bütüncül yaklaşırdı. Bu onun belediyecilik değil, medeniyet anlayışını yansıtıyordu.

Şehrini Sevmek, Geleceğe İz Bırakmak

Bir insan memleketini sadece doğduğu yer olduğu için değil, yaşanılır hâle getirmeyi görev bildiği için sever.


Ferdi Zeybek’in şehir sevgisi lafla değil, icraatla ölçülebilirdi.

Parklar yaptı.


Yollar açtı.


Ancak daha da önemlisi gönülleri birleştirdi.


Toplumun her kesimiyle bağ kurdu.


Siyasi değil, insani bakış açısıyla yönetim anlayışı geliştirdi.


Şehri sadece bugüne değil, geleceğe taşımak için çalıştı.

Ferdi Başkan’ın aramızdan ayrılışı, sadece bir kayıp değil;

aynı zamanda bize düşen görevi hatırlatan bir dönemeçtir.

Bizler onun ardından ağıt değil, fikir üretmeliyiz.


Onun gibi iyi insan olmayı, adaletli hizmet etmeyi, insanlara umut olmayı hedeflemeliyiz.


Çocuklarımıza onun hizmet anlayışını anlatmalı, yeni kuşaklara “güç ne için kullanılmalı?” sorusunun cevabını onun örnekliğiyle öğretmeliyiz.

Son Söz: İyi İnsanlar Ölmez, Hatıralarıyla Yaşar

Ferdi Zeybek Başkan, ardında yollar, parklar, hizmetler değil;
bir duruş, bir örnek, bir iz bıraktı.
İyi insanın tanımını kelimelerle değil, hayatıyla yazdı.

Ve şimdi bizlere düşen:
Onun çizdiği o haritada,
iyiliğin, samimiyetin ve adaletin izinden yürümek.

“İnsan yaşarken de yol olabilir. Yeter ki iz bıraksın.”

 

Ferdi Zeybek Başkan’ı rahmet, minnet ve büyük bir özlemle anıyorum.

Ruhu şad, izi daim olsun… 

Mekânı cennet, hatırası daim olsun.

Ruhu iyilikle, adı umutla anılsın…