Bloguma hoş geldiniz. Her hafta, düşüncelerimi kelimelere döktüğüm yeni bir yazıyla buradayım.
Powered By Blogger

Öne Çıkan Yayın

📌 Fikirlerimin İzinde: Kendi Yolumda, Kendi Sesimle

 Ben bu blogu, her iki durumda da susmamayı, iç sesimi bastırmamayı seçtiğim gün açtım. "Hayat bazen sana durman gereken yeri söyler, b...

Dijital Kargaşada Yolunu Kaybedenler İçin Bir Yön Haritası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dijital Kargaşada Yolunu Kaybedenler İçin Bir Yön Haritası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Nisan 22

Dijital Kargaşada Yolunu Kaybedenler İçin Bir Yön Haritası

 Kaybolan değerlere karşı bir duruş, sessiz kalan kalabalıklara karşı bir ses.


Her sabah uyandığımızda ilk yaptığımız şey telefona bakmaksa, artık yönümüzü değil sadece ekran parlaklığını takip ediyoruz demektir.

Bu yazıyı yazma nedenim çok basit: Artık insanlar kendini, yönünü ve aidiyet duygusunu kaybediyor. Zihinler yorgun, kalpler suskun. Dijital dünya hızla akarken, biz geride kalan anlamları unutuyoruz. Fikirlerimin İzinde bu yazıda, bu kaybolmuşluk içinde bir harita çizmeye çalışıyorum. Bir yön duygusu, bir çıkış yolu, belki de sessiz bir başkaldırı...

Çünkü kaybolduğumuz yer, sadece internet değil.

Bugün dijital dünyada var olmak için sürekli görünür olmak zorundayız. Görünmez olan düşünceler, sorgulamalar ya da ideal arayışları geri planda kalıyor. Takipçi sayısı, içsel derinliğin yerini aldı. Herkes bir şey söylüyor ama kimse bir yere varmıyor. Gündemler geçici, değerler silik, kalıcı olan neredeyse hiçbir şey yok.

Bir yazar olarak değil, düşünen bir insan olarak şunu sormak istiyorum:
“Nereye gidiyoruz?”

Bir harita çizeceksek, önce geçmişe bakmalıyız.

Yön bulmak için önce pusulamızın kalibrasyonunu doğru yapmalıyız. Bu yüzden tarihe dönüyorum.

  • Alparslan, Malazgirt’te sadece toprak kazanmadı, bir medeniyetin yönünü çizdi.

  • Fatih Sultan Mehmet, bir çağ kapatıp yeni bir çağ açtı; ama asıl başarısı İstanbul’u fethetmeden önce kendi iç dünyasını fethetmesiydi.

  • Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarında değil, zihinlerde kurduğu bağımsızlık fikriyle devrim yaptı.

  • Miyamoto Musashi, kılıcı bırakıp kalemi seçtiğinde bile savaşmaya devam ediyordu.

Onlar birer liderdi, ama hepsinin ortak noktası inanç, ideal ve irade sahibi olmalarıydı. Bizim bugün en çok ihtiyacımız olan da bu üç unsur.

Dijital dünyada yönünü kaybedenlere…

Bugün yönsüzlük, sadece bir coğrafi kaybolmuşluk değil. Zihinsel bir dağınıklık, ruhsal bir boşluk. Her şeyi biliyor gibi yapıyoruz ama hiçbir şeyin anlamını sorgulamıyoruz. Her şeye sahibiz ama hiçbir şeye ait değiliz.

Bu yazı bir çağrı:
Kendine dön.
Kendini dinle.
Yolunu yeniden çiz.

Peki ne yapmalı?

  • Öncelikle “neye inanıyorum?” sorusunu sormalıyız.

  • Hangi değerleri savunuyorum, hangi fikirlerin peşindeyim?

  • Kimden ilham alıyorum, kimi örnek alıyorum?

  • Kimin yolundan gidiyorum, neden?

Bu sorulara içtenlikle verilen cevaplar, kişisel pusulamızı oluşturur.

Bir önerim var:

Haftada bir gün ekranlardan uzak dur.
Sessiz kal.
Okuma yap.
Kendinle baş başa kal.
Ve o sessizlikte gerçek pusulanın sesini duymaya çalış.

Sonuç olarak...

Bu yazı, kaybolanlara bir harita, unutulanlara bir hatırlatma, sessiz kalanlara bir ses olma niyetindedir.
Belki çok şeyi değiştiremez ama bir kişiyi bile düşündürüyorsa, bu yazı amacına ulaşmıştır.

Unutma; yol her zaman açıktır ama yürüyen kalmadıysa haritaların bir anlamı kalmaz. O yüzden önce sen yürü. Yol da kendini gösterecektir.